Tasarım ilkelerini sadece şirketler belirlemez, bu bir ülke politikası olmalı. Yenilikçi tasarımın ve buna bağlı üretimin yarattığı ekonomik katma değer ülke olarak anlaşılmalı ve desteklenmeli. Birleşik Krallık (UK) hükümetinin belirlediği tasarım ilkelerini ve bu ilkelerin pratiğe nasıl dökülebileceğine dair örnekleri birlikte inceleyelim.
Ülke Politikası Olarak Tasarım İlkeleri
Temel Tasarım İlkeleri:
- Kullanıcı ihtiyaçları ile başlayın.
- Minimal olun.
- Veri temelli tasarım yapın.
- Basitleştirmek için üzerinde çalışın.
- Deneyin. Yeniden deneyin.
- Herkes için tasarlayın.
- Bağlamı anlayın.
- Web siteleri değil, dijital servisler yaratın.
- Tekdüze olmayın, fakat istikrarlı olun.
- Şeffaf olun: Bu, her şeyi daha iyi yapacak.
1. Kullanıcı ihtiyaçları ile başlayın.
Yenilikçi bir tasarım, kullanıcıların ihtiyaçlarını tanımlama süreci ile başlar. Eğer kullanıcı ihtiyaçlarıyla ilgili veriler elimizde mevcut değilse, doğru bir hizmet tasarımı yapılamaz. Araştırma yapılması, elde edilen verilerin analiz edilmesi ve kullanıcılarla fikir alışverişinde bulunulması tasarım sürecini başlatır. Hizmet tasarımını oluştururken kendi düşüncelerinizden daha çok, kullanıcı yorumları önemlidir. Kendinizi kullanıcıların yerine koyun, onların düşündüklerini düşünmeye çalışın.
2. Daha “az” yapın.
Tasarım sürecinde, bir yolun işe yaradığını görüyorsak, bu yolu her seferinde yeniden yaratmak yerine onu paylaşılabilir ve geliştirilebilir kılmalıyız. Bu da gelişen dijital teknolojilerde şu anlama geliyor: Başkalarının üzerine yenilikler inşa edebileceği platformlar kurmak, başkalarının da yararlanabileceği kaynaklar sunmak (API’ler gibi) ve bunları başkalarının çalışmaları ile ilişkilendirmek. Kısacası, yapılmış formları durmadan yeniden yapmak yerine, daha küçük parçalara ayrılamayacak, indirgenemeyecek öze odaklanmalıyız.
3. Veri ile tasarlayın.
Gerçek dünyanın davranışları ile ilgili fikir sahibi olabilmek için var olan servislerin nasıl kullanıldığına bakarız bir çok durumda. Bırakın karar verme süreçleri veriler tarafından yürütülsün, içgüdüler ya da önyargılı tahminler tarafından değil. Hizmet tasarımını hayata geçirdikten, prototip oluşturduktan ve hizmetinizi kullanıcılar üzerinde test ederek yeniden denemeler yaptıktan sonra, veri temelli ilerlemeye devam edin. Temel araç olan analiz yerleşik, her zaman açık ve okunması kolay olmalıdır.
4. Sadeleşmek, yalınlık için zorlayın.
Bir ürün ya da hizmetin yalın görünmesini sağlamak son derece kolaydır, fakat hizmet tasarımını, kullanımı kolay hale getirmek çok daha zordur. Özellikle altyapı sistemleri karmaşık ise; Yine de bizim başarmamız gereken tam olarak bu. Yaptığınız işlerde ‘’Bu zaten hep böyleydi, bu zaten böyle yapılıyordu’’ gibi bahaneler kullanmayın. Unutmayın, ortaya çıkardıklarınızı basitleştirmek her zaman daha zor ve daha çok çalışma gerektiren bir iştir, fakat doğru olan da tam olarak budur.
5. Deneyin. Tekrar deneyin.
İyi işleyen hizmet sistemleri inşa etmenin en iyi yolu, öncelikle küçük adımlarla başlamak ve daha sonra durmadan yineleyerek ve deneyerek işi büyütmektir. Minimum düzeyde uygulanabilir ve test edilebilir ürünleri piyasaya sürün, daha sonra ise bu ürünleri gerçek kullanıcılar ile test edin. Ek özellikleri ürünlere eklemek için alfa’tan beta’ya doğru ilerleyin. Ürün ya da servisinizde işe yaramayan şeyleri silin ve son olarak, aldığınız geri bildirimlere göre birtakım iyileştirmeler yapın. Denemek, riski her zaman azaltır. Çünkü tek seferde büyük başarısızlıklar ya da hayal kırıklıkları yaşamak yerine, ufak başarısızlıklar ile karşılaşırsınız ve bunlardan ders alırsınız. Eğer bir prototip çalışmıyorsa, ondan vazgeçmekten ve yeniden başlamaktan korkmayın.
6. Herkes için tasarlayın.
Ulaşılabilir tasarım, iyi tasarımdır. Tasarımınız mümkün olduğunca kapsayıcı, anlaşılabilir ve okunabilir olmalıdır. Eğer bunun için elegant görüntüden ödül vermeniz gerekiyorsa, verin gitsin! Bizler ihtiyaçlara yönelik üretim yapıyoruz, izleyicilere yönelik değil. Bizler tüm ülke için tasarım yapıyoruz, interneti kullanmaya alışkın olan birkaç ayrıcalıklı kişi için değil. Bizlerin hizmetlerine en çok ihtiyaç duyan insanlar, hizmetlerimizi kullanması en zor olarak gören insanlardan oluşuyor. O halde buradaki hatanın düzeltilmesi gerek: Bu bahsettiğimiz insanlar, çalışmalarımızın başlangıç noktaları olmalı.
7. Bağlamı anlayın.
Bizler ekranlar ya da otomatik makineler için tasarım yapmıyoruz, tasarımlarımızı insanlar için tasarlıyoruz. Bu yüzden, insanların bizim hizmetlerimizden yararlanırken nasıl bir ortamda bulunacakları ile ilgili epey detaylı düşünmek zorundayız. Kütüphanede mi olacaklar, yoksa telefonlarında mı? Hedef kitlemiz sadece Facebook’a aşina olan internet kullanıcılarından mı oluşuyor? Yoksa hedef kitlemiz daha önce hiç internet kullanmadı mı? Bu soruların tamamı, bağlamı ve kullanıcıları anlamak için sorulmalı.
8. Dijital hizmetler yaratın, web siteleri değil.
Tasarım, insanların hayatlarının kolaylaşmasını sağlamaktır. Bizim işimiz, ihtiyaçların üzerindeki örtüyü kaldırmak ve bu ihtiyaçları karşılayacak hizmetler üretmek. Elbette bunların büyük çoğunluğu internette bulunan sayfalardan oluşacak, fakat bizim burada olma ve çalışma amacımız, web siteleri kurmak değil. Dijital dünya, gerçek dünya ile ilişki içerisinde olmak zorunda. Dolayısıyla, bizler servislerimizi tasarlarken tüm farklı açılardan onların işlevlerini düşünmek zorundayız. Kısacası, hizmetlerimizin kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak ekstra bir fonksiyonu gerçek dünyaya eklediğinden emin olmamız gerekiyor.
9. Tekdüze olmayın, fakat istikrarlı olun.
Tasarım, insanların hayatlarının kolaylaşmasını sağlamaktır. Bizim işimiz, ihtiyaçların üzerindeki örtüyü kaldırmak ve bu ihtiyaçları karşılayacak hizmetler üretmek. Elbette bunların büyük çoğunluğu internette bulunan sayfalardan oluşacak, fakat bizim burada olma ve çalışma amacımız, web siteleri kurmak değil. Dijital dünya, gerçek dünya ile ilişki içerisinde olmak zorunda. Dolayısıyla, bizler servislerimizi tasarlarken tüm farklı açılardan onların işlevlerini düşünmek zorundayız. Kısacası, hizmetlerimizin kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak ekstra bir fonksiyonu gerçek dünyaya eklediğinden emin olmamız gerekiyor.
10. Açık olun: Bu, her şeyi daha iyi yapacak.
Mümkün olan her vakitte, ne yapıyor olduğumuzu paylaşmalıyız. Çalışma arkadaşlarımızla, kullanıcılarla ya da dünyanın kalanıyla; Kodu paylaşın, tasarımınızı paylaşın, fikirlerinizi veya hatalarınızı paylaşın. Çalışmanızı ne kadar kişi incelerse, tasarım o kadar iyiye gider; basit hatalar tespit edilir, daha iyi alternatifler ortaya çıkar ve bu sayede çıta yükselir.
Yapabildiklerimizin büyük çoğunluğu açık kaynaklı kodlar sayesinde ve internet tasarım gruplarının cömert paylaşımları sayesinde var. Biz de açık kaynaklı tasarımlar inşa ederek onlara borcumuzu ödemeliyiz.