Projeler için tasarım stratejisi geliştirirken tek bir geliştirici alan içerisinde kalmanın projeleri sınırlandırdığı, hatta yaratıcılık fırsatlarını azalttığı bir gerçek. Birden fazla yaratıcı disiplinin bir projede çalıştığı ve aralarındaki etkileşimin ortaya çıkardığı Multi-Disipliner Deneyim’ in avantajlarını birlikte inceleyelim.
Tasarım Stratejileri Perspektifinden Multi-Disipliner Deneyim
Multi-disipliner deneyim; Farklı tasarım disiplinlerinin bir projede buluşmasını sağlayan yaklaşımdır. Birden fazla yaratıcı disiplini bir arada barındırarak karmaşık sorunlara yenilikçi ve etkili çözümler getirmek için kullanılabilir. Farklı meslek gruplarından oluşturulan proje ekibi üyeleri aynı hedefe ulaşabilmek için kendi uzmanlık alanlarının geliştirici yaklaşımlarını projeye yansıtır. Kendi alanlarında uzmanlaşmış olan profesyoneller hem bakış açıları ile, hem de mevcut deneyimleri ile projenin gelişimini önemli ölçüde etkilerler. Ekip içi bilgi akışından, araştırma yöntemlerine, problemlere bakış açısından, risk yönetimine kadar birbirinin yönlerinin güçlenmesine katkı sağlar ve başarıya ulaşırlar.
Tasarımcı, mühendis, iletişimci, iş geliştirme uzmanı, analist ve stratejistler gibi disiplinler projenin her düzeyinde bir arada çalışabilir. Böylece bir ürünün üretimi, tüketiciye ulaşma süreci hem yenilikçi fırsatları yakalayarak hem de verimli şekilde tamamlanabilir. Projede görev alan ekip kullanıcı deneyiminden başlayarak, tasarımdaki ergonomik yaklaşımlara ve üretimdeki son aşamaya kadar tüm sürece katkı sağlayabilirler.
Multi-Disipliner Deneyimin Avantajları Nelerdir?
Geleneksel tasarım çalışmalarında ekip içinde süreçler adım adım takip edilir, bir aşama bitirilip diğerine teslim edilir. Süreçte ve aşamalar arasında iletişim bazı projelerde yetersiz kalabilir. Yeni nesil tasarım ve proje geliştirme metotlarında Multi-disipliner deneyim anlayışı temel bir unsur haline gelmiştir. Disiplinler arası koordinasyon iyi bir yönetim ile sağlandığında başarı kaçınılmazdır. Uzun zamandır Mimarlık ve Mühendislik alanlarında özellikle teknik aşamaları kapsayacak şekilde çalıştırılan bu model artık fikir geliştirme, vizyon belirleme ve marka ve ürün ilişkisini tanımlama alanlarında da uygulanan başarılı bir işbirliği örneğidir. mekanik, elektrik, statik, alt yapı gibi farklı disiplinlerde uzman olan mühendisler ile aynı hedefe ulaşmak için eşzamanlı olarak çalışırlar. Eş zamanlı çalışmanın katkısı tüm aşamalarda her birimin projeye müdahale şansı oluşturduğu için iş gücü ve zaman tasarrufu sağlar.
Ürün tasarımı ve görsel tasarım alanlarında Multi-disipliner deneyim görece daha yeni bir yaklaşımdır. 1990 larda tasarım alanında ortaya çıkan tasarım genellikle bireysel öngörü, estetik ve stil duygusunun tanımı iken günümüzde ekip çalışması çok daha etkin bir yöntemdir. Bunun en önemli gerekçesi Tasarım etkinliğinin artık bir strateji konusu olarak ele alınmasıdır. Strateji, öncelikle bir fikirler bütünüdür ve tasarımın kriterlerini tanımlar. Strateji ancak farklı bilgi ve deneyim alanlarının bir arada çalıştığı bir serüvenle başarılı şekilde geliştirilir. Geleneksel tasarım yaklaşımına göre kapsayıcı ve daha fazla kullanıcı odaklıdır. Multi-disipliner çalışma ortamı birden fazla disiplin uyum içinde çalışır ve üretim arttıkça bilgi birikimi tüm ekibin bir ortak kültürü haline gelir. Bir sonraki proje için bu deneyim önemli fırsatları beraberinde getirir. Yüksek performanslı, hedef odaklı, yapıcı, verimli proje yönetimi ile kolayca başarı yakalanabilir. Farklı sektörlerde ve projelerde elde edilen deneyimler, her yeni projede büyük bir verimlilik sağlar.
Multi-disipliner Deneyim hangi alanların konusu?
Multi-disipliner deneyim birçok çalışma alanında karşılaştığımız bir durumdur. Mimarlık mühendislik faaliyetlerinin yanında günümüzde tüm tasarım alanlarında kendini göstermektedir. Kentsel tasarımda, teknoloji projelerinde, son kullanıcı ürünlerinin geliştirilmesinde, medikal donanımlarda, insan hayatın kolaylaştıran tüm ürünler ve dijitalleştirme projelerinde bu yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.
Multi-disipliner çalışma ile ortaya çıkan projeler, markalar, kurumlar, yerel yönetimler ve daha birçok alanda tercih edilmektedir. Ulaşımdan sağlığa, eğitimden ticarete, finanstan spora kadar birçok alanda bu disiplin kullanılmaktadır. Bu yaklaşım kullanıldığı alanda verilerin toplanması, toplanan verilerin depolanması, işlenme süreci, saklanması ve analiz edilmesi gibi süreçlerde gerekli desteği sağlar. Kısacası hem devlet kurumları hem de özel kurumlar multi-disipliner deneyimi kullanmaktadır. Artık bu çalışma modeli, bilgi paylaşımı ve ortak çalışma deneyimleri gibi özellikleri ile sürdürülebilir kurum kültürünün de önemli bir yapı taşı niteliğindedir.
Multi-disipliner Deneyim Bir Ekip Çalışmasıdır
Her sektör multi-disipliner çalışma deneyimini projelerinde kullanabilir. Elbette her sektörün ihtiyaç ve beklentileri farklı proje yönetimi ve ekip kurgusu değişkenlik göstermektedir. Bu yüzden işletmelerin ihtiyaçlarını doğru analiz etmek ve çalışma modelini buna göre tanımlamak farklı disiplinleri birlikte çalışma verimliliğini korumak adına önemlidir. Abcak ekibin aynı çatı altında olması şart değildir. Her proje farklı uzmanlık alanlarına ihtiyaç duyduğu için faklı sektörlerde çalışan şirketler aynı projede bir araya gelerek birleşir ve senkronize ekip çalışmaları ile projeyi birlikte yürütülmeye çalışırlar. Bu durumda farklı kurum kültürüne sahip firmaların proje bazlı olarak Multi-Disipliner Deneyim şansı yakalar. Sonuçta bireysel uzmanlık alanının sınırlarını zorlayan çözümler ortaya koyan ekip yenilikçi ve sınırları aşan, tüm detayları etüt edilmiş başarılı projelere imza atarlar.
Arman Tasarım‘ın Tasarım Stratejileri perspektifinden Multi-Disipliner Deneyim çözümlerini buradan inceleyebilirsiniz.